Blog

Türkiye’ de Spor ile Eğitimin Savaşı

Sualtı Hokeyi insanların temel becerileri ile başlayabileceği veya  motorik özelliklerini kullanabileceği bir spor branşı değildir. Sualtı hokeyinde sporcu yüzme branşından geçiş yapsa bile adaptasyonu için en az 6 ay, bu oyunu oynaması için adaptasyon döneminden sonra da ortalama 3 ay gerekir. Sporcunun elit düzeye gelmesi kendisine bağlı olsa dahi toplamda minimum 2 yıl gibi bir zaman alır demek yanlış olmaz.
Bu durum sedanter yani daha önce hiç spor yapmamış bir insan için minimum 5 yılı bulur. Bu 5 yılın ardından verim alınan 4 yıl ve ardından da maksimal değerlere çıkan bir 4 yıl olarak seyreder. Yaşa vurursak 19 yaşında sualtı hokeyine başlayan bir insanın elit düzeye yaklaşma yaşı bile 24, maksimum düzeye çıkışı 29’dur. 29 yaşındaki birey bu maksimum eforunu kaç yıl daha sürdürebilir!?
Birçok spor branşında olduğu gibi sualtı hokeyinde de sporcunun elit seviyede uzun yıllar oynayabilmesi için maksimum 13-15 yaş aralığında bu spora başlaması gerekir. Eğer ki 13 yaşında sualtı hokeyine başlar ise 18 yaşına geldiğinde sualtı hokeyi oynayabilen ve artık oyunda rakiplerine diş geçirmeye başlamış bir sporcu olabilir. Sporcu normal şartlarda 23-25 yaş aralığında maksimum düzeyine çıkar ve otuzlu yaşlarına kadar bu düzeyi sürdürebilir.
Ancak Türkiye şartlarında bireyin eğitime ayırdığı süre 14-20 yaşları arasında gününün yaklaşık 13 saatini kapsadığı için gün içinde bireye kalan süre 3 saat gibi kısa bir zaman dilimidir. Sporcu bu süreyi ne kadar optimum olarak kullanmaya çalışsa da 17-18 yaşına geldiğinde üniversiteye hazırlık ve sınav stresi sporcunun elindeki 3 saati de alır.
Bu durum karşısında gençlerimiz tabi ki kendilerine bir gelecek aralamak için eğitimi seçmekte ve Türk sporcu sayısı 16-20 yaş aralığında önceki dönemlere göre %80 lere varan düşüşler göstermektedir. Bununla savaşan orta ve küçük ölçekli kulüplerin başarı şansı imkansıza yaklaşmakta, köklü kulüplerin uluslararası arenada başarı şansı aynı oranda düşmektedir.
Ne yazık ki Türkiye şartlarında bir öğrencinin hayatı boyunca spor yaparak hayatını idame ettirebilme, ileride de kendi ayakları üzerinde durma şansı olmadığı için Türk sporu güç kaybetmekte ve her sene geriye gitmektedir.
Dileriz ki yetkililer bu durumun farkına varır ve sporun sadece bir araç değil amaç olabileceğini Türk halkına gösterebilirler.
Sevgi ve saygılarımla…
Barbaros GÖRKEY



169