Yüzme Öğretiminde Bileşen Sayısının Önemi
Bilindiği üzere yüzme faaliyeti birden fazla eklem ve kas gruplarının aynı anda ve uyumlu çalışması sonucu gerçekleşmektedir. Eğitim uzmanları yüzme, tenis gibi bir çok branşa ait beceriyi öğretirken genel olarak ‘parçadan bütüne’ yani ‘tüme varım’ yöntemini tercih ederler. Bu yöntemde beceriyi fazlara bir diğer adıyla bölümlere ayırırlar. Bir bölüm öğrenilmeden sonraki bölüme geçilemez. Yani; yürümeyi öğrenmeden koşulamaz! Önemli bir konu olduğu için video biraz uzun gelebilir ancak sabırla izlemenizi öneririm. Devam edelim..
Her bir bölümü ayrı ayrı öğrenmek ve daha sonra bunları birleştirmek gerekir. Ancak işin ustalık kısmı burada devreye giriyor zira, yüzme sporunu diğer branşlardan ayıran en büyük özellik can güvenliği riskinin var olmasıdır. Bu durum demin bahsettiğim öğretim yöntemlerini biraz daha karmaşık hale getirmekte. Çünkü öğrenciyi önce su ile barıştırmak, su içerisinde rahatlıkla kalabilir hale getirmek gerekmektedir. Daha sonra teknik geliştirme çalışmalarına başlanabilir. Hal böyle olunca suda kalma eğitimi için ayrı, teknik geliştirme için ise ayrı eğitim programı uygulanmalı ve herşeyden önemlisi demin bahsettiğim ‘parçadan bütüne’ eğitim yöntemi tercih edilmelidir.
Biraz konunun dışına çıkacağım müsadenizle, yeri gelmişken burada bir hususa dikkatinizi çekmek isterim: Kendi kendinize yüzme öğrenmeye çalışmanız veya teknik geliştirme gayretlerinize saygı duyuyorum. Zaten youtube kanalımı da bu amaçla oluşturdum. Herhangi bir uzman desteği almadan yapacağınız çalışmalar sonucunda ya karambole dediğimiz tesadüfi başarılar elde edilir ya da kalıcı başarısızlıklar elde edilir. Başarı ve başarısızlık arasındaki bu orantıyı pozitif yöne kaydırmak için uzman desteğinden yararlanmaya gayret ederken kandırılmış olmamanız için bazı kriterleri biliyor olmalısınız. İşte videomuzun da ana fikri budur: Eğitmeniniz temel öğretim yöntemlerini uygulamıyor veya bileşen sayısını dengelemiyorsa orada durmanızın gereği yok demektir. Yüzme havuzlarında torpille işe girmiş yüzme hocaları olabilir. Çevremde bazı yeni jenerasyon eğitmenlerin derslerini izlediğimde ne kadar yanlış eğitim verdiklerini görünce rahatsız oluyorum. Bu iş bu kadar hafife alınmamalı, çünkü insanlar havuza sağlık amaçlı, öğrenme amaçlı geliyor ve ehliyetsiz kişiler tarafından paraları, zamanları ve sağlıkları suistimal edilebiliyor. Bu sebeple eğitim metodları hakkında bilgi sahibi olmanızı naçizane tavsiye ederim.
Konumuza devam edelim: Diyelim ki; serbest stil yüzme eğitiminizi planladınız. Nefes, kol, bacak şeklinde 3 ana bölüme ayırdınız. Düzenli bir çalışma sayesinde doğru nefes, doğru kol tekniği ve
doğru ayak vurma tekniğini de öğrendiğinizi kabul edelim. Eğitmeniniz size; nefesi göster dediğinde yüzünüzü suya sokup hatasız bir şekilde gösteriyorsunuz. Kol tekniğini göster dediğinde su dışında veya su içinde uygulamalı olarak gösterebiliyorsunuz. Ayak vurma tekniğini göster dediğinde de aynı şekilde başarıyla gösteriyorsunuz. Bu bölümlerden her birine ‘bileşen’ ismini verebiliriz. Yani nefes, kol ve ayak ‘tan oluşan 3 bileşenli bir programa tabi tutulmaktasınız diyebiliriz.
İşte ne oluyorsa bundan sonra oluyor! Bileşen sayısı dengelenmeden ve bilinçsizce yapılan çalışmalar yüzünden herşey arap saçına dönüyor. Muhtemelen şöyle sorunlar ile karşılaşıyorsunuz veya etrafınızda konuşuluyordur: Ayak vurabiliyorum ama yüzerken bazen unutuyorum, nefes alıp vermeyi bildiğim halde yüzerken su yutuyorum, yüzerken sağ taraftan nefes alabiliyorum ama sol taraftan almaya çalışınca herşey karışıyor.. İşte tüm bu sorunların sebebi bileşen sayısı ile ilgilidir.
Temel eğitimde bir beceri öğrenilirken mümkün olduğunca bileşen sayısının azaltılması gerekir. İlk zamanlarda tek bileşenli bir çalışma yapılmalı; mesela sadece nefes. Nefes çalışması yaparken dikkati dağıtacak tüm etmenler ortadan kaldırılmalı. Öğrenci sadece nefes çalışması yapacak şekilde konumlanmalı. Ayak veya kol çalışması verilmemeli. Ayak çalışması yaparken kol çalışılmamalı, yüzme tahtası kullanılmalı. Böylece öğrenci tüm dikkatini bacaklarına verebilir. Dikkat ettiyseniz her zaman tek bileşenli çalışma önerdim. Devamında ise bileşen sayısı en fazla 2 olmalı. Yani nefes+ayak, ayak+kol gibi. Şayet öğrenci iki bileşenli tüm yüzme egzersizlerini başarabiliyorsa o zaman üç bileşenli karmaşık yüzme egzersizlerine geçilebilir. Yani nefes+kol+ayak koordinasyonunu içine alan yüzme çalışmaları yapılabilir. Birçok insan bu bileşen sayısının gereksiz fazlalığından ötürü yüzme eğitiminde başarılı olamıyor ve çok geç öğreniyor. Gerek yüzme eğitmenleri gerekse kendi kendine yüzme öğrenmeye çalışan adaylar mümkün olduğunca bileşen sayısını az tutarak ve sabır göstererek mükemmel tekniğe kavuşabilirler.
Serkan Özkeskin Youtube Kanalı >>
İyi Seyirler